Anne, evladına Sevgiyle ‘Elif’ ol derse, Anne’lerinin bir sözüne Elif olan Evlatlar var, evlatları için Canından geçen Anneler gibi. 

  “Kız evlat Rahmettir, Erkek Evlat Nimet” “ALLAH Nimeti için Sorgu suale çeker, Rahmetiyle ödüllendirir.”

Bir programda Anneye Şiir yazılamaz! diyordu konuk. Sunucu, Anne’nin kendisi Şiir zaten diye ekledi. Anne’ye Şiir yamayı çok denedim, gördüm ki Anne’ye Şiir yazılamıyor, yeterli gelmiyor kelimeler dedi. Anne nedir bilen var mı! diye sordu konuk. Ve Anne, ALLAH’ın kulunu okşama fiilinin İnsan şeklinde görünümü diye ekledi. Bu yüzdendir ki Anne Şiirlere sığmaz, sığmıyor dedi. Ağır anlam yüklü bu sözleri söylerken gözleri dolmuştu. 

  Kolay mı Anne üzerinden ALLAH’ı anlatmak, ALLAH cc üzerinden Anne’lere övgüler dizmek. 

  Okunduğu kadar basit eşleştirme değil bu. Değer bilmeyen beşerin idraki de kolay olmuyor elbette.  Rahmanın yarattığı canlıya Rahmân Vasfı ile donatmasının kısa ve öz İzahıydı bu. 

 Her zaman derim, Anne ALLAH’ın kendi Merhamet deryasıyla kuşattığı yeryüzündeki en değerli Canlıdır diye.

  Anne’ye Şiir yazılamıyor, Anne adayı kızlarımıza Şiirler yazmaya doyum olmuyor.

  Belgesel izlemek saçma sapan filmlerle vakti heba etmekten iyidir. Belgesellerde Doğal Yaşam döngüsünü görürüz. Yaratılış gereği bir birileriyle beslenmesi gereken canlıları izlerken hayretler içinde kaldığımız sahneler denk gelir. Yaşamlarını sürdürebilmeleri için bir birlerine avlayan canlıları bazen birilerinin yavrularını himaye ederken görürüz. Kendi yavrularını korumak için kendisinden büyük ve güçlü yırtıcıların karşısına canı pahasına dikilen canlıları gördüğümüzde hayrete kapılırız. Bazen anlam vermediğimiz, hayranlık duyduğumuz davranışları sergileyen canlıların dişi canlılar olduklarını görünce ayrı bir düşünce kaplar içimizi. 

  Vahşi yaşamda Anne’ler bile böylesine Merhametli iken, Doğduğu günden beri ikinci planda tuttuğumuz kızlarımızdan bazılarının doğan yavrularını sokaklara terk etmelerinin asıl sebebi bizler değil miyiz. 

  Anne adayı kızlarımızı neden değersiz olduklarını hissettirmek için elimizden geleni yapıyoruz. 

Kimi hayatta iken bilir Anne’sinin değerini, kimi kaybedince. Kimi hiç yaşamamış hissetmemiştir Anne sevgisi nedir, kimdir Anne diye. Halbuki Çocuklar Anne’lerin eseridir. 

  Kimisi hayal kurar etrafında ki Anne’leri görünce. Eğer olsaydı benimde Annem, neler değişirdi dünyamda diye. Bazılarımız asla bilemeyecek Anne nedir, Anne’ye şiir yazılır mı. Bazılarımızın yarım kalan hikayeleri yeni başladı acı günlerin ardından. Şiir mi yazamamak zor yarım kalan Anne hikayesi mi zor. Hangisi daha ağır bilemedim, yaşamayan bilemez, herkesin acısı kendi içinde ağırdı. 

  8 Mart Dünya genelinde Kadınlar günü olarak kutlandı, ama bu tarihin gerçek hikayesinin katledilen masumları bu günü müzikli eğlenceli ,hediyelerle mi hatırlamanızı isterdiler. O gün dövülen, yakılan kadınların haklarını bir kuru çiçekle unutulsun diye mi yaşanmıştır, sanmıyorum. 8 mart, 14 Şubat gibi işine gelenlerin,işlerine geldiği gibi halka yansıttığı gün olarak yaşanmaya devam edecek. 8 Mart 1857 tarihinden geriye eğlenceli kutlanacak bir gün değil, 120 Çocuğun Anne hikayesi yarım kaldı.

  Emekçi kadınlar günü “Yer yüzünde zaman dilimi gözetmeden çalışan işçi topluluğu Anne’lerdir” eğer Emekçi kadınlar günü kutlanacak ise Anneler günü olarak kutlanmalıdır.

8 Mart eğlence ve çiçeklerle kutlanmak yerine emekçi kadınların açısıyla dolu hüzün günü olarak hatırlanmalıdır.

  Emekçi kadınlar günü deyince zaman dilimi gözetmeden gece gündüz mücadele eden Anne’lerimiz emeklerinin daha iyi hatırlanması istedim bu gün. Dünyanın en büyük çalışanlarını oluşturan kadınlarımızın daha huzurlu yarınları için her zaman yanlarında olduğumuzu göstermeliyiz. Sözde değil fiilen, Evinizin, çocuklarınızın ve bizlerin hayatını düzene koyan Eşimize, Anne’mize ve Kız kardeşlerimize yardım elini uzataraktan.Yılda bir gün değil, her fırsatta, temizliği gibi, yemek gibi , elinizden gelen ne ise onunla yardım ederek kadınlar gününü kutlamış oluruz. Günün sonunda kazanan Aileniz olacağı için Eşinizin, Annenizin mutluluğu size dönüş sağlayacağını unutmayın.  

Cinsiyet İnsanı sadece Erkek, Kadın diye ayırabilir. Erkek evlat doğar bayram sevinci yaşanır, sünnet olur düğün dernekli eğlence düzenlenip ihtiyaç olmasa da evin görsel eşyaları değiştirilir. Erkek Evlat Nimet’tir, ALLAH Nimeti için Sorguya çekecektir. Erkek cinsiyetinden olmak başkadır, Adam olmak bir başkadır. 

  Erkek çocuklar her açıdan özgür büyütülür, Kız evlat baskı altında büyütülür iken adaletsiz toplumda yer edinmeye çalışan Kızlarımız üç sıfır yenik başlatıyoruz hayat mücadelesine. Halbuki, Yaratılış hariç Dünyadaki her şey Kadının eseridir. 

  Kızlarımızı hayata üç sıfır yenik başlatan zihniyetimizi düzelmedikçe, hayata yenik başlattığımız kızlarımızın üzerinden gurur duyduğumuz erkek evlatlarımızın mutsuzluğuna zemini hazırladığımızı unutmayalım.

  Unutmayın, toplumda bir erkeği Adam sıfatında değer görmesini sağlayan büyürken hep ikinci plana attığımız, miras paylaşımında adının anılmasına dayanamadığınız yarının Anne’leri kızlarımızın kanatları altına girmesi sayesindedir. 

  Doğduğu günden beri erkek evladınıza düzenlediğiniz eğlen vs’lerin kaçta kaçı kadar kızınıza eğlence vs düzenlediniz. Yarın Ahirette size kol kanat olacak erkek evladınız değil, doğduğu gündenberi ikinci plana attığınız kız evladınız olduğunu ne çabuk unutuyorsunuz. 

 Olasın bir ayrılık sonrası Evlatlarının bakımını yüklenmeye cesaret edemeyen erkekler bu sorumluluğu da Anne’lerin omuzlarına yüklenmekten çekinmiyoruz. Evlatlarımızın sorumluluğu her zamanki gibi Anne’lerimizin  omuzlarında. Evlatlarımızın sorumluluğunun bir kısmını dahi paylaşmayan doğduğu günden beri ayrıcalıklı davrandığımız erkek Evlatlarımızdır. 

  Kızlarımızın değerini anlatan “Kızlarınla Yurt, Oğullarınla Ordu Olasın” sözlerini hayatımızdan çıkarttığımız sürece kadınlarımızın değerini günden güne kaybetmekten geri duramayacağız.

Bisikletiyle